14 Ekim 2016 Cuma

22-23 Ekim Çeşme Aşk Festivali






Çeşme Belediyesinin  '9 Durak 9 Deneyim' tanıtım kampanyası kapsamında yapılan festival, gerçek bir aşk hikayesinden ilham almış. Hemde ne aşk, hikayesi biraz hüzünlü  bir aşk hikayesi TATİLFİKRİ olarak kasım ayında yapılan bu festivalde  romantik hikayeyi yerinde  hissetmeniz Çeşme'nin güzelliklerini de bir kere daha  aşkla  sevgiyle  görmenizi istedik .. Hele birde  Sakız'a gidebilirseniz hikayenin iki yakasını da hissetmiş ve anmış olursunuz .. belki orada  sizlerle karşılaşabiliriz :)

Festival Programı

22 Ekim 2016 Cumartesi
10:30 STANTLARIN AÇILIŞI
12:00 DİNLETİ: “Aşk Şarkıları” (Sokak Performansı)
15:00 DİNLETİ: “Şarkılarda, Şiirlerde AŞK - Cem İdiz şarkıları”
(Cem İdiz'in canlı piyano performansı eşliğinde, solist Elif İdiz'den aşk şarkıları ve şiirleri dinletisi. İzmir Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Süreyya Kilimci ile tiyatral eğlenceli gösteri)
16:00 DİNLETİ: “Aşk Şarkıları” (Sokak Performansı)
19:00 KONSER: Evrim Özkaynak & Zafer Çebi Orkestrası
23 Ekim 2016 Pazar
10:30 STANTLARIN AÇILIŞI
13:00 DİNLETİ: “Aşk Şarkıları” (Sokak Performansı)
15:00 SÖYLEŞİ: “Kalbin Anahtarı: Aşkım Kapışmak ve Aynur Tartan’la Kavram Sohbetleri”
17:00 DANS GÖSTERİSİ: “Bale Adımları ile Vals - İZDOB”
(İzmir Devlet Opera ve Bale baş dansçısı Dolun Doyran yönetiminde İZDOB dansçılarından vals gösterisi)
17:30 DİNLETİ: “Aşk Şarkıları” (Sokak Performansı)
19:00 KONSER: Muhittin Yıldız & Sunshine Band Orkestrası

Çeşme'nin gezilecek yerleri ve  otelleri için Tıklayınız

İlham alınan öykü Romeo-Juliet'ten ya da kim bilir hangi ülkeden devşirilmiş ya da çok satan bir kitaptan uyarlanmış bir hikaye değil, üzerine bastığımız toprak kadar yerli. Bu topraklarda, Çeşme'de, festival hazırlıklarının yapıldığı Dalyan bölgesinde yaşanmış bir aşk. Üstünden yüzlerce yıl falan da geçmemiş öyle. Çeşme'de belli bir yaşın üzerindekiler hatırlıyor. Yeni nesil de babalarından, dedelerinden duymuş. Yakın zamana kadar da hikayeyi kimse yazmamış bir yerlere. Eski usulle, sözlü edebiyat yoluyla taşınmış bu günlere... Görenler görmeyenlere, duyanlar da duymayanlara anlatmış. Hikaye şöyle:
Hikayenin esas oğlanı sağır ve dilsiz bir genç. Sarışın, uzun boylu, cüsseli... Güçlü kuvvetli, tuttuğunu koparan cinsten yağız bir Anadolu delikanlısı. Adı Nezir Kaya. Esas kız ise Ege'nin karşı kıyısından. Yunanistan'ın Sakız Adası'ndan. Adı Tinika. Dillere destan bir güzelliği var. Nerde karşılaştıkları bilinmiyor ama bizim Nezir, ilk görüşte aşık olmuş. Fakat Tinika, Sakız'da yaşıyormuş. Sakız başka bir ülke, Nezir de bir garip oğlan. Tarlada bağda çalışır, kıt kanaat geçinirmiş. Tüm mal varlığı da eski bir bisikletten ibaretmiş. Sağır-dilsiz bir oğlan kime nasıl anlatsın aşık olduğunu, nasıl pasaport-vize alıp başka bir ülkedeki sevdiğini görsün?

Mesafe çok, para yok, pasaport yok. Ama aşk var. Aşk... Kerem dağı delmiş. Mecnun çölü geçmiş. Nezir ise hem engin denizlere meydan okumuş hem de tavansız göğe. Ne deniz durdurabilmiş bizim ahraz oğlanı, ne de gök. Tinika'yı görmek için önce kendi elleriyle harçsız bir kule inşa etmiş. Hem de 3 kez... İki kez yaptığı kuleyi yeterince yüksek olmadığı, Tinika'yı göremediği için yıkmış. Yenisini yapmış. Öyle ki son yaptığı kulenin 30 metreye ulaştığı söyleniyor. Belki sevdiğini göremeyecek o kadar uzaktan fakat onun yaşadığı adayı görme fikri bile Nezir'e kendi elleriyle metrelerce yüksek kule yaptırmış. Göğe meydan okumuş Nezir, Tinika'yı görebilmek adına.  Denize meydan okumuş sonra... Kendi yaptığı kayıklara uçurtmalardan yelken yapmış, farklı tipte farklı şekillerde kayıklar yapmış her seferinde Tinika'ya ulaşabilmek için... Ulaşmış da Sakız Adası'na, Yunan polisi bulmuş önce. Casus sanmışlar, derdini de anlatamamış, dayak yemiş, işkence görmüş casus sanıldığı için. Sonra tanıyan biri çıkmış da, öyle bırakmışlar, Türkiye'ye geri yollamışlar. O kadar işkenceye rağmen yılmamış Nezir, defalarca gitmiş. Her seferinde geri göndermişler ama o yılmamış, tekrar gitmiş. Ta ki bisikletiyle geçirdiği bir kaza sebebiyle yaşamını yitirene kadar. Öldükten sonra Tinika Çeşme'ye gelmiş, Nezir'in yaptığı kuleye çıkmış. Penceresine bir demet çiçek ve bir anahtar bir de kilit bırakmış,

Nezir'in Tinika'nın yaşadığı Sakız Adası'nı izlediği pencereye. Rum adetine göre, sevdiklerine sevgilerini anlatmak için anahtar ve kilit verirlermiş.
İşte hem göğe hem de denize meydan okuyan ama mutlu sonla bitemeyen bu saf aşk, güzel bir festivale konu olacak.

9 Durak 9 Deneyim' projesi hakkında

Coğrafi açıdan kolay ulaşılabilen, 5 yıldızlı otellerin yanı sıra çok sayıda butik oteli de bünyesinde barındıran Çeşme, kendine özgü mimarisi, farklı gastronomik deneyimler sunan zengin ve lezzetli mutfağı ile kültürel bir kavşak sayılıyor.

“9 Durak 9 Deneyim” projesi, eğlence ve gece hayatı sevenlerden doğa turizmine, eno (şarap) turizmden kaplıca turizmine ve su sporlarına uzanan çok geniş bir perspektifte misafirlerini ağırlayan, Türkiye’nin en eski ve bilinen destinasyonların dan olan Çeşme’nin yeterince bilinmeyen yönleri ile beldelerinin tanıtılması ve sezonun 10 aya çıkarılabilmesi amacıyla başlatıldı. Çeşme Merkez’in yanı sıra Reisdere, Ovacık, Ilıca, Ildırı, Germiyan, Dalyan, Çiftlikköy, Alaçatı ile 9 farklı durakta 9 farklı deneyim imkanı sunmayı amaçlayan proje kapsamında Çeşme Belediyesi’nin önderliğinde  bir dizi tanıtım faaliyeti başlatıldı.  Bu projelerle birlikte Çeşme’nin sadece bahar ve yaz aylarında değil, sonbahar ve kış aylarında da seyahat severler için bir cazibe merkezi olması hedefleniyor.B.B

Çeşme'nin gezilecek yerleri ve otelleri için tıklayınız ...









11 Ekim 2016 Salı

30 Ekim İzmir Kitap Okuma Festivali








Kitap okuma festivali  kulağa güzel geliyor hele  birde İzmir'de ve Kordonda olunca  çimlere uzanıp kitap okumanın tadını ve yeni insanlarla tanışmanın keyfini çıkartmak istersen, İzmir Kitap Okuma Festivali seni bekliyor. İzmir'de yaşıyor olmanın farkını, Alsancak çimlerinde uzanıp en sevdiğin kitabı yanına alarak yaşamak için, 30 Ekim'de sende kitabını kap ve gel.  Medeniyetin kalesi  İzmir'de güzelliklerde buluşalım

İzmir ve  Kordonla  İlgili detaylı bilgi İçin Tıklatınız 



17 Eylül 2016 Cumartesi

15-16 Ekim Amsterdam Sushi Festivali






Japon mutfak kültürünün dünyadaki en önemli temsilcisi olan Sushi kendi topraklarından kilometrelerce uzakta adına düzenlenen festivallerle marka olmasının keyfini sürüyor... Hollanda ve Japonya arasında gelişen kültürel organizasyonlardan bir tanesi olan 15- 16 Ekim Amsterdam Sushi Festivali...
Festivalde neler olacak ?
Otantik Sushi sunumu ...
Yaratıcı Sushi sunumu ...
Sushi Füzyonları
Sushi Burger
Atölye Sushi yapımı
Karaoke
Canlı Müzik Grubu
DJ
Japonya Kültür ve Sanat tanıtımı
Sağlıklı Beslenme

Adres : De Kromhouthal
Gedempt Hamerkanaal 231, 1021 KP Amsterdam

2 gün keyifli bir Sushi festivali organizasyonu olacak...
peki kendi ülkesinden bu kadar uzak yerde adına festivaller düzenlenen Sushi nedir? Tarihi ve çeşitlerini sizler için araştırdım ...


Amsterdam seyehatinizde konaklama yapabileceğiniz otellerin listesi için tıklayınız 


Sushi
Suşi, bir Japon mutfağı yemeğidir; pirinç sirkesi ve şeker ile tatlandırılmış haşlanmış pirinç (şari) üstüne veya içine balık, diğer deniz ürünleri veya sebze gibi malzemeler (neta) konarak servis edilir.
Tek başına dilimlenerek servis edilen çiğ balığa saşimi denir.

 Sushi'nin Tarihi 
Suşi’nin özgün biçimi, bugün nare-zuşi olarak bilinen türüdür; ilk olarak Güneydoğu Asya’da ortaya çıkmış ve Japonya’ya yaygınlaşmasından önce Çin’de görülmüştür. Suşi Japoncada artık kullanılmayan eski dil bilgisi formunda bir terimdir ve eski, mayalanma kökenine dayalı olan “ekşi” anlamına gelir.Japonya’daki en eski suşi tipi, narezuşi, bu mayalanma işlemine en yakın türdür. Hazırlanışında, balık mayalanan pirinç içine sarılarak mayalanır. Mayalanma ile balıktaki proteinler yapıtaşları olan amino grup asitlere indirgenir. Bu işlem yoğun tuz kullanımı gerektirir ve balık etindeki yüksek asitlik ile uygulanan basınç sonucu hem pirinç hem de balık, ekşi bir tada sahip olur. Japonya’da narezuşi önce oshizuşi’ye, sonra da bugün dünyanın suşi olarak bildiği yiyecek olan Edomae Nigirizuşi’ye dönüşmüştür.

Hiroshige'nin suşi , Edo dönemi
(MS 1603 - 1868) Çağdaş Japon suşi’si yukarıda anılan geleneksel laktik asit fermantasyonu ile mayalanmış pirinç temelli yemeğe az benzerlik gösterir. Özgün olarak mayalanmış balık pirinçten alınarak sadece balık yenir ve pirinç atılır. Biwa Gölü bölgesinde yapılan ve narezuşi’nin bir türü olan keskin tat ve kokulu funazuşi, tat olarak geleneksel yöntem ile yapılan yemeğe en çok benzeyendir. Japon Muromachi Dönemi’nin (MS 1336 – 1573) başından itibaren daha iyi lezzet ve koruma için sirke kullanımına başlanmıştır. Sirkenin, pirincin ekşiliğini ortaya çıkarttığı, tüketim süresini uzattığı ve mayalanma işlemini kısalttığı gözlemlenmiştir ve zaman içerisinde mayalanma süreci bırakılmıştır. Takip eden yüzyıllarda, Osaka bölgesinde suşi, oşi-zuşi’ye dönüşmüştür. Deniz mahsulleri ve pirinç, ahşap (genellikle bambu) kalıplarla bastırılarak hazırlanmıştır. 18.yy ‘ın ortalarından itibaren, suşi’nin bu biçimi Edo bölgesine (günümüzde Tokyo) ulaşmıştır.
Günümüzde sadece suşi olarak bilinen bu çağdaş versiyon, Hanaya Yohei (1799 – 1858) tarafından Edo’da, Edo Döneminin (MS 1603 – 1868) sonunda yaratılmıştır. Hanaya tarafından yaratılan suşi, mayalanmadan hızlı şekilde hazırlanan bir tür hazır deniz ürünleri yemeğidir. O dönemde Edo veya Tokyo Körfezinden yakalanan taze balıklarla hazırlandığı için Edomae Zuşi adı verilmiştir. Günümüzde deniz mahsullerinin çoğu bu körfezler dışından gelmesine karşın, hala Edomae Nigirizuşi olarak isimlendirilir.

Sushi'nin Dünya İle Tanışması
Batı kültüründe ile defa 1893 tarihinde yayınlanan “A Japanese Interior” isimli kitapta bahsedilir; “yosun ve diğer malzemeler ile balığa sarılmış soğuk pilav” tanımı yazılmıştır. Ancak 1873 tarihli bir Japonca-İngilizce sözlüğünde ve 1879 tarihinde yayınlanan “Notes and Questies” isimli yemek yazısında da  suşi’den bahsedilmiştir.
İngiltere’de suşi tüketimi Prens Akihito’nun (d. 1933) 2. Elizabeth’i ziyareti sırasında Mayıs 1953 ‘de belgelenmiştir.Yine Prens Akhito’nun 1953 Eylül’ünde Amerika ziyaretinde Washington’daki Japonya Büyükelçiliğinde verilen davette suşi servis edilmiştir.

Sushi Çeşitleri 
Suşi türleri içerisinde tek ortak malzeme suşi pirincidir. Türlerdeki çeşitlilik iç ile üst malzemeler ve pişirme ile hazırlama yönteminden gelir. Geleneksel veya çağdaş yöntemler aynı bileşenler kullanılmasına karşın farklı sonuçları ortaya çıkartmıştır.

Çiraşizuşi çiğ malzemelerle Çiraşizuşi (dağınık suşi); bir kase içerisinde alttaki pilav üzerine dağınık olarak çeşitli saşimi ve garnitür konarak yapılır. Edomae Çiraşizuşi (Edo-stili dağınık suşi)’de üstteki saşimi’ler güzel şekil verilerek yerleştirilir. Gomokuzuşi'de (Kansai-stili suşi) ise çiğ veya pişirilmiş malzemeler kase içerisindeki pilavın içine konur ve karıştırılır.

Bu türde belirli bir tarif yoktur; aşçının veya yiyecek olan kişinin seçimine göre çeşitlilik gösterir. Sıklıkla tüketiminin nedeni bileşenlerin çeşitliliği ile yapımındaki hız ve kolaylıktır. Çiraşizuşi bölgeden bölgeye de değişiklik gösterir.

İnarizuşi, genellikle sadece suşi pilavı ile doldurulan kızartılmış soya torbasıdır. İsmini kızartılmış soya’ya olan düşkünlüğü nedeniyle bir Shinto tanrısı olan Inari’den alır. Torbanın dışını oluşturan genellikle kızartılmış soya olmasına karşın, çeşitli bölgelerde ince omlet de kullanılır (fukusa-zuşi veya çakin-zuşi.) Ancak bu içi kızartılmış soya ile doldurulmuş inari maki ile karıştırılmamalıdır.
İnarizuşi‘nin içine pilavın yanında yeşil fasulye, havuç ve gobo‘nun (Dulavratotu, kökleri yenen bir bitki) ve üçgen biçimli kızartılmış soya içine konan bir türü Havai mutfağına hastır, ancak Japonya’da gurme dükkanlarında (okazu-ya) satılır ve bento kutularında da sıklıkla kullanılır.

Makizuşi (yuvarlanmış suşi) (ayrıca Norimaki – “yuvarlanmış nori” veya Makimono – “çeşitli yuvarlaklar” olarak da isimlendirilir), küçük bir bambu hasır (makisu) yardımı ile yapılan silindirik şekilli suşi’dir. Batı kültürlerinde nigiri ile beraber suşi ile özellikle görsel olarak ilişkilendirilen türüdür. Makizuşi genellikle yosun yapraklarına (nori) sarılır, ancak nadiren sarım için ince omlet, soya yaprağı, salatalık veya maydanoz da kullanılır. Makizuşi tek bir büyük silindir şeklinden genellikle altı ya da sekiz parça kesilmesiyle yapılır.

Futomaki (kalın, geniş veya iri yuvarlaklar) çevresi nori ile sarılı geniş silindirik şekillidir. Tipik bir futomaki beş – altı santimetre çapındadır. Birbirini gerek lezzet gerekse de renk olarak tamamlayan iki ya da üç bileşen ile yapılır. Daha önceki tarihlerde Setsubun festivalinde Kansai’de kesilmemiş büyük silindirik halini (ehou-maki) yemek bir gelenek  olmasına karşın, 2000 yılından sonra bu geleneğin tüm Japonya’ya yayıldığı gözlemlenmiştir. Futomaki genellikle vejetaryendir, ancak bazen balık yumurtası veya kıyılmış ton balığı eti de kullanılır.

Hosomaki (ince yuvarlaklar) çevresi nori ile sarılarak yapılır, küçük silindirik şekillidir. Tipik bir hosomaki’nin çevresi yaklaşık iki buçuk santimetredir. İçlerinde genellikle tek bir bileşen vardır; tuna balığı, salatalık, su kabağı (kanpyo), havuç veya son yıllarda batı tarzında kullanılan avokado da kullanılmaktadır.

Kappamaki ince salatalık dilimlerinin kullanıldığı bir tür hosomaki‘dir; ismini salatalığa çok düşkün efsanevi bir su yaratığı olan Kappa’dan alır. Geleneksel olarak Kappamaki, çiğ balık içeren tabaklar ile diğer tabaklar arasında, lezzetlerin birbirine karışmaması için arada yenir.

Tekkemaki içinde çiğ ton balığı olan hosomaki’nin bir türüdür. Tekka’nın kelime anlamının “kor demir” olmasının nedenini kullanılan balıkların taze et rengi değil, dönemin kumarhanelerinde (Tekkaba) günümüzün sandviç’i gibi hızla hazırlandığı ve yendiği için kumarhanelerin isminden gelir.
Negitoromaki taze soğan ve kıyılmış ton balığı eti ile hazırlanır. Yağlı ton eti bu stilde sıklıkla kullanılır.

Tsunamayomaki kıyılmış ton ile beraber mayonez ile hazırlanan bir başka çeşididir.

Temaki (el sarması), nori ile sarılmış konik şekillidir. Pilavın üstündeki malzemeler, geniş olan uçtadır. Tipik bir temaki yaklaşık on santimetre uzunluğundadır ve çubuklar ile değil, elle yenir. En iyi lezzet ve şekil için yapılır yapılmaz yenmesi gerekir, çünkü dışarıdaki nori içine konan malzemelerin nemini hızlıca emer ve gevrekliği azaltarak ısırmayı güçleştirir. Bu nedenler, önceden hazırlanmış temaki’ler plastik film ile kaplıdır ve yenmeden hemen önce açılmalıdır.

Uramaki (içi-dışında yuvarlak) orta büyüklükte, iki ya da üç bileşenden oluşan silindirik şekillidir. Uramaki diğer makimono’lardan pirinci dışarıda, nori içeride olduğu için özellikle görsel olarak ayrılır. Silindirin merkezindeki bileşenler nori ile çevrilidir; bunun dışındaki kaplamada ise bu nori’ye yapışık ikinci katman vardır. Bu dış katman sadece pirinç olabileceği gibi balık yumurtası veya kavrulmuş susam da olabilir. İç bileşenler balıklar, avokado, mayonez, salatalık veya havuç gibi çok çeşitli olabilir. Uramaki Japonya’da çok popüler değildir. Makimono’nun büyük çeşitliliğinde uramaki yaygın olarak yer almaz; makimono’yu dışarıda yosun varken parmaklarla tutmak kolaydır.

Narezuşi (olgun suşi) mayalanmış, geleneksel tarzda bir suşi’dir. Derisi yüzülmüş ve içi temizlenmiş balıklar tuz ile doldurulur ve ahşap bir fıçıya konarak üstü yine tuz ile kaplanır ve üste ağırlık konur (tsukemonoişi). Zaman içerisinde süzülen su alınır ve balıklar altı ay sonra yenmeye hazır hale gelir. Bu özelliğini de altı ay boyunca koruyabilir. Narezuşi’nin çok bilinen bir türü Biwa Gölü’nde yaşayan Havuz Balığı (süs balıkları ile karıştırılmamalıdır) ile hazırlanan funa-zuşi‘dir.

Nigirizuşi (el ile yapılmış suşi) el ile dikdörtgen şeklinde birleştirilmiş suşi pilavının üstüne konan ince dilim malzeme (neta) ile yapılır. İçeriğinde genellikle vasabi de bulunur. Neta genellikle yüzgeçli balıklar ve diğer deniz ürünleridir. Pilav üstünde kendi başlarına düşmeden duramayabilecek bazı malzemeler, genellikle ahtapot, yılan balığı, kalamar, yumurta (tamago) pilava ince bir dilim nori ile sarılarak tutturulur. Bir suşi setinde, her nigiri’de değişik malzeme vardır.

Gunkanmaki (savaş gemisi yuvarlaması) oval şeklinde elle biçimlendirilen, alta pirinç ve üstte çeşitli bileşenler olan, nori’nin yan tarafa sarıldığı bir suşi’dir. Balık yumurtası, mayalanmış soya, istiridye, mısır gibi üst bileşenler genelde yumuşaktır. Gunkan-maki 1941 yılında Ginza Kyubey lokantasında bulunmuşve keşfi suşi’de yumuşak üst malzeme kullanımını genişletmiştir.

Temarizuşi (top suşi) plastik bir kalıp veya poşet yardımı ile pirinç ve bileşenlerin top şeklinde hazırlanmasıdır. Yapımı çok kolay olduğu için suşi yapımına başlayanlar için güzel bir başlangıçtır.

Oşizuşi sasazuşi, bit tür oşizuşi(basılmış suşi), hako-suşi olarak da bilinir (kutu suşi). Ahşap bir kalıp (oşinako) içinde en alta suşi pilavı üste bileşenler konarak kalıp kapatılır ve bastırılarak sıkı bir form oluşturulur. Daha sonra kalıp kesilerek küçük lokmalar haline getirilir.


Batı Üsülü Sushi 
Batı stili makizuşi'ler suşi’nin dünya çapında artan popülaritesi, özellikle Kuzey Amerika ve Avrupa mutfaklarında yeni çeşitlerin doğmasına neden olmuştur. Bu çeşitliliğin artışı, 1980'ki yılların başında yıllarında California Roll ‘ün yaratılmasıyla beraber ivme kazanmıştır. İsimleri lokantalarda çeşitlilik göstermekle beraber, bu yeni çeşitlere birkaç örnek verilebilir:

California roll: avacado, imitasyon yengeç (kani kama), salatalık ve balık yumurtası kullandır. Bazı özel türlerinde gerçek yengeç eti de kullanılmaktadır.

Alaska roll: California Roll’ün bir türüdür ve yengeç yerine çiğ somon kullanılır.

Dynamite roll: Sarıkuyruk (hamachi) ve/veya karides ile fasulye filizi, havuç, avokado, salatalık, acı biber, baharatlı mayonez ve balık yumurtası ile hazırlanır.

B.C. Roll (British Columbia Roll): Kızartılmış veya ızgara edilmiş somon derisi, salatalık, çeşitli tatlı soslar ve bazen balık yumurtası kullanılarak hazırlanır.

Philadelphia Roll: Kızartılmış veya ızgara edilmiş somon derisi,krem peynir, salatalık veya avokado ve/veya soğan ile hazırlanır.

Spider roll: Kızartılmış yumuşak kabuklu yengeç, salatalık, avokado, daikon filizleri (bir çeşit turp) veya marul, balık yumurtası ve bazen baharatlı mayonez kullanılarak hazırlanır.

Deniz tarağı, baharatlı ton, teriyeki yöntemi ile pişirilmiş kırmızı veya beyaz et, bamya’nın da kullanıldığı çeşitli “yuvarlak” türleri de mevcuttur. Nadiren de olsa suşi türleri Japon mutfağında da kendine yer etmiş kahverengi veya siyah pirinç ile de hazırlanır. Ancak yukarıda anılan batı stilindeki bu türler içerisinde California Roll hariç diğer türler, Japonya ‘da rağbet görmemektedir.
















16 Haziran 2016 Perşembe

Las Fallas, Valensiya, İspanya





Velensiya İspanya'nın 3 büyük şehirdir her yıl Şubat ayının son haftası  şehrin  meydanında müzik  ve  havai fişek gösterileri ile  başlayan  festival  Mart ayının  ortasına  kadar sürer .. Festival Marangozların azizi ST. Jose'nin atalyösinde yanan çocuk oyuncaklarının  anısına yapıldığı söylenmektedir. Velensiya'daki her mahallenin 1 yıllık finansıyla hazırlanan  heykelleri seçici kurul  tarafından  Falların seçilmesi  ve değerlendirmeye alınması ile devam eder Falların en küçüğü 2- 3 metre dir.. çevre köy ve kasabalardan gelen halk yerel kıyafetleri ile Meryem ana ya  çiçek sunuyorlar  bitince büyük güzel bir heykele dönüşüyor ..

Tüm sokaklarının ışıklı dekorasyonlarla süslendiği festival boyunca müzik ve havai fişek temposu düşmeyen müzik gibi devam ediyor ..

Las Fallas festivaline katılmak için bir yıl öncesinden otellerde yer ayırmak gerekmektedir .. 2 milyon kişiden fazla ziyeretçinin geldiği şehre her geçen gün  merak artmaktadır .. otellerde yer bulamayan  festival meraklıları parklarda üniversite kampüslerinde ve sahilde  yatmaktadırlar .

İspanya Velensiya'da koanklama yapabileceğiniz otellerin listesi için Tıklayınız 












15 Haziran 2016 Çarşamba

Oktoberfest, Münih, Almanya






Oktoberfest Türkçe ismi ile  Ekim Festivali, Almanya'nın Bavyera eyaletinin Münih kentinde her yıl eylül ayının son günleri ve ekim ayının ilk günlerinde düzenlenegelen, 2 hafta süren bir festivaldir. Her yıl yaklaşık 6 milyon kişinin katıldığı bu festival Münih kentindeki en ünlü olaydır.

Festival, geleneksel olarak, Ekim ayının ilk Pazar gününü de içine alacak şekilde 16 gün sürer. Alman devletçiklerinin birleşmesinden sonra festivalin programı değiştirilmiş ve eğer ekim ayının ilk pazarı ayın 1'ine ya da 2'sine denk geliyorsa festivalin süresi ayın 3'üne yani Almanya Birleşme Günü kutlamalarına uzatılmaktadır. Festival, genellikle Almanlarca kısaca “d’ Wiesn” ya da “d'Waasn” olarak söylenen Theresienwiese (Therese Alanı) isimli yerde yapılmaktadır. Festivalin en önemli özelliği biradır ve her sene festival kutlaması, Münih Belediye Başkanının büyük bir ahşap bira fıçısına çeşme çakması töreni ile başlar, Almanlar bu eylemi “O'zapft is!” (Bavyeraca: “Çeşmelendi) biçiminde seslendirirler. Bu kutlamalar için özel olarak bir Oktoberfest birası mayalanır ki bu bira hem tat hem de alkol bakımından biraz koyu renkli ve serttir. Bu bira Maß denen bir litrelik özel bardaklarda sunulur ve ilk Bavyera Başkanına ikram edilir. Sadece Münihli bira üreticilerinin bu özel birayı sunmalarına izin verilir ve bu sunum adı Bierzelt olan binlerce kişinin sığabileceği devasa çadırlarda yapılır.

Ayrıca dünyanın diğer ülkelerinde de Oktoberfest kutlamaları adı altında çeşitli kutlamalar da yapılmaktadır.

Münih Otelleri İçin Tıklayınız 












Rio de Janeiro Karnavalı, Brezilya







Rio De Janeiro Festivali Dünya'nın belkide en renkli festivallerinden biridir Rio Karnavalı, Brezilya'nın Rio de Janeiro şehrinde düzenlenen dünyanın en ünlü festivali ve en büyük karnavalı. Hıristiyanlık inancındaki Büyük Perhiz'den önce düzenlenmektedir.

Karnavalda düzenlenen geçişlerde samba okulları ve milyonlarca insan yer almaktadır. Sokak şarkıcılarının en büyük karnavalıdır .Rio Karnavalı Şubat ayında yapılmaktadır ...

Rio De Janeiro ile ilgili detaylı bilgi için Tıklayınız 

Rio De Janeiro  Otelleri İçin Tıklayınız 










Loykrathong Festivali Sukhothai, Tayland






Dünya!nın en  renkli  yerlerinden biridir Tayland. ve Tayland festivalleri de bu  renkliliği ile ünlüdür.
Tayland’da (Laos ve Burma’yla birlikte) çiçekler ve gökyüzüne bırakılan fenerlerle yüklü sallar ve havaifişekler eşliğinde kutlanan “Yüzen Taç” (ya da Yüzen Gemi) partisi, Tayland'ın büyülü dünyasını tam anlamıyla yansıtıyor.

Kasım ayı Tayland'ın en güzel olduğu mevsimdir ve bu festivalin  Kasımda gerçekleşmesi  ülkeyi keşfetmek isteyenler için iyi bir deneyim olacağını düşünüyoruz .

Sukhothai, Tayland Otelleri İçin Tıkayınız